3 Ekim 2016 Pazartesi

Singapur-Japonya İlişkilerinde 50. Yıl / 50th Anniversary of Singapore-Japan Relations


Mehmet Özay                                                                                                                         03.10.2016

Doğu ve Güneydoğu Asya’nın iki gelişmiş ülkesi Singapur ve Japonya arasında siyasi ve ekonomik ilişkilerin 50 yılı. Bu vesileyle, Singapur Başbakanı Lee Hsien Lhoong Tokyo’ya resmi ziyarette bulundu. Ziyaretin manevi boyutunda öne çıkan husus, ülke ilişkilerinin geliştirilmesindeki büyük katkısı nedeniyle, 23 Mart 2015 tarihinde vefat eden Singapur’un kurucu babası Lee Kuan Yew adına, Japonya’nın en büyük nişanı Paulownia Nişanı verilmesi oldu.

Japonya bölgede etkinliğini artırmalı
Lee Hsien Lhoong’un hafta boyunca süren ziyaretinde Japonya ile yarım yüzyıla varan ilişkinin yeni bir boyuta evrilmesi üzerinde duruldu. Bu hususta, Singapur ile Japonya’nın benzer kategoride yer almaları kadar, bölgede son dönemdeki gelişmelerin de etkisi bulunuyor. Özellikle Çin’in bölge denizlerindeki egemenlik iddialarıyla bölge jeo-politiğini değiştirmeye matuf girişimleri kadar, ekonomik olarak da bölge ülkeleri üzerinde bir ‘egemenlik’ tesisi karşısında Singapur yönetimini alternatif bir ‘güç’ olarak Japonya’yı bölgede daha da aktif rol almaya davet etmesi şeklinde tezahür ediyor. Bu hususta bir başka itekleyici faktör, geçen yıl sonunda ASEAN’da kabul edilen ASEAN Ekonomi Topluluğu anlaşması oldu. Japonya gibi küresel ekonomiye eklemlenmiş bir ülke ile ekonomi işbirliğinin artırılmasının yolunu Singapur’un 2000’li yılların başında Japonya ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamakla attığı hatırlandığında, bugün Singapur yönetiminin Japonya’yı gelişen koşullar çerçevesinde ASEAN’a daha da eklemleme çabası son derece rasyonel bir boyut arz ediyor.

ASEAN ülkelerinin mevcut imkânları, donanımları ve siyasi istikrarlarıyla doğrudan bağlantılı olacak ‘ekonomik topluluk’ pratiği, kendi içinde yaşadığı tüm zorluklara rağmen, Japonya gibi küresel bir ekonomi gücüyle daha da geliştirilebilecek ilişki bölge için istikrar sağlayıcı bir faktör olacaktır. Bunun yanı sıra, farklılıklarına rağmen, ASEAN’daki ülkelerin kaydetmekte oldukları ekonomik gelişmelerin orta ve uzun vadede nasıl bir yönelim seyredeceği konusunda şüpheler taşıdığı anlaşılan Singapur yönetimi, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japonya’nın bölge ile ekonomik ilişkilerde daha etkin olmasını arzu ediyor. Bu çerçevede, Başbakan Lee, Japonya’nın Güneydoğu Asya bölgesinde daha aktif bir rol olmasına vurgu yapıyor.

Serbest ticaretin gücü
İki ülke arasında elli yıllık ilişkilerde ekonomi, öne çıkan bir alan olarak dikkat çekiyor. Bu süreçte ikili ticaret hacmi 8 kat artarken, Japonya’nın 1970 yılından itibaren Singapura yaptığı yatırım ise 900 kat artış göstermesi bu alandaki gelişmeyi ortaya koyuyor. Bu dikkat çekici artış, iki ‘Ada yönetimi’ arasında ilişkilerin istikrarlı ve sürdürülebilirliğine gönderme yapıyor. Bu yatırımlarda önemi, sadece Singapur’un kuruluşundan bu yana sahip olduğu jeo-stratejik konumuna bağlamak yanlış olur. Bundan öte, modern dönemde Ada yönetiminin, Ada’nın 19. yüzyıl başlarındaki İngiliz kurucu babalarından tevarüs ettikleri ‘açık ekonomi’ politikası daha çok öne çıkıyor.

Hafta boyunca Tokyo’da iki ülke yetkilileri arasında yapılan görüşmeler kadar, Straits Times-Nikkei sempozyumunda uzmanlar iki ülkenin 21. yüzyıl küresel ticaretine damga vuracağına kesin gözüyle bakılan Trans Pasifik İşbirliği Anlaşması’nın (TPPA) hayata geçirilmesi konusundaki benzer yaklaşımlar üzerinde durdu. Kökleri 2002 yılında Singapur-Yeni Zelanda ve Şili arasında yapılan ve üç pasifik ülkesinin katılımı dolayısıyla ‘Pasifik-3’  adıyla anılan ve ardından TPPA’ya çevrilen ticaret bloğu, sadece Pasifik Okyanusu’nun doğu ve batısını değil, dünya ticaretinin yüzde 40’ını oluşturacak ticaret hacmiyle küresel bir etki yapması bekleniyor.

İki Ada ülkesinin benzerlikleri
Modern dönemde ‘doğu’nun öne çıkan bu iki ülkesinin bazı fiziki benzerlikleri kadar, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde sergiledikleri kalkınmacı modernleşme çabalarındaki başarılarıyla dikkat çekiyor.

Her ikisi de ada ülkesi olan Singapur ve Japonya tarihsel, kültürel ve ekonomik alt yapılarının farklılıklarına rağmen, ortaya koydukları modernleşme süreçlerindeki sürdürülebilirliklerinin ‘başarıyı’ getirdiği örnekler olarak ortada duruyor. Bu iki ülke, bu özellikleri sebebiyle ‘mucize’ye imza atmış ülkeler olarak kabul ediliyor. Bu mucizeyi salt ‘serbest piyasa ekonomilerine’ endekslenen politikalara bağlamak eksik olur. Özellikle yaygın eğitim, üniversite ve araştırma kurumlarına verilen önem bu sürecin dinamosu hükmünde.

Her iki ada ülkesinin tarihsel gelişim ve ekonomik kalkınma süreçlerinde biri İngiliz diğeri ABD olmak üzere iki Anglo-Sakson varlığı dikkat çekiyor. Thomas Stamford Raffles’ın 1819’da kurduğu Ada şehri Singapur güçlü bir İngiliz geleneği üzerinde yükselirken, 1850’li yıllarda Batılılaşmanın ‘kaçınılmazlığı’ üzerine hareket eden dönemin Meiji hanedanlığı yöneticileri endüstrileşmeyi hedeflemekle, belki de bunun kaçınılmaz sonucu olarak önemli bir askeri güç haline ulaştı. Singapur ve Japonya’yı 20. yüzyılda birleştiren bir diğer önemli gelişme, Japonların ‘Asya Asyalılarındır’ sloganını pratiğe dökerek Doğu ve Güneydoğu Asya topraklarını işgal etmeleridir. Bu bağlamda, Singapur adası sahip olduğu jeo-strajik konumuyla birincil öneme sahipti. Bir yandan Güney Çin Denizi öte yandan Malaka Boğazı vasıtasıyla Hint Okyanusu’na ulaşmada Ada’nın konumu kadar İngilizlerin bölge yönetiminin merkezi olmasıyla da siyasi bir önem taşıyordu.

Savaş’ta, ABD’nin eliyle büyük yıkıma uğrayan Japonya ve Japonya’nın işgaliyle benzer bir yıkımı tecrübe eden Singapur savaş sonrasında neredeyse benzer şartlarda yeniden diriliş mücadelesi sergilediler. Japonya, ABD’nin güdümünde ve önemli ekonomik fonlarıyla oluşmakta olan yeni dünya sistemine eklemlendi. Ordusunun varlığına ‘ipotek’ konulması hiç kuşku yok ki, Japonların imkânlarını endüstrileşme, bilimsel çalışmalar, eğitim gibi alanlarda yoğunlaştırmalarına ve benzer ülkelere ‘fark atmalarına’ eden oldu. Singapur Adası ise, Soğuk Savaş yıllarının bölgede getirdiği şartlarda var olup olmama mücadelesi ‘başkalarının’ güdümüne terk edilse de, görece geç gelen (1965) bağımsızlıkla tanışması yeni bir sürecin başlaması anlamı taşıyordu.

Kurucu baba Lee Kuan Yew’un Japon aklı
Singapur’un kurucu babası Lee Kuan Yew’un otuz yılı bulan aktif başbakanlığının ardından, ‘senior’ bakan olarak kabinedeki yerini 2011’e kadar devam ettirmesi, Ada’yı bu yaşlı kurt politikacının kendine özgü ‘Asyacı’ ideolojisinin laboratuarı olarak işlev görmesine neden oldu. Aslında Lee’nin bu ‘sıkı’ Asyacılık ideolojisi, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin liberal ekonomik yaklaşımın veya bunu ideolojik boyutu kapitalizmin ‘özgürlüklerle’ koşut gideceği düşüncesine alternatif anlamı taşıyordu. Lee, bu duruşunu Ada’nın ‘pamuk ipliğiyle’ birbirine eklemlenmiş çok etnikli yapısının ‘özgürlüklere’ boğulması halinde ekonomik kalkınmanın hayal olacağı rasyonalitesine dayanıyordu.

Lee, hiçbir doğal kaynağı bulunmayan Ada’nın ekonomik varsıllığı, daha doğrusu varlığının devamı için ‘otoriter’ yöntemi bir siyasi manivela olarak kullanan ve bunu yaparken de, çok etnikli ve dinli bir toplumda özgürlükler konusunun yapıcı olmak yerine yıkımı getireceği öngörüsüyle ülkeyi yönetti. Böylece ortaya ‘Asya kapitalizminin’ belki de kendine özgü bir yapısı çıktı. Lee’nin ‘Asyacılık ideolojisini’ geliştirmede, anılarında bahsettiği üzere, üç buçuk yıl süren Japon işgalinde güç-aidiyet-toplumsal ilişkiler alanındaki gözlem ve tecrübelerinin büyük katkısı var. Bu da belki daha Lee’nin başbakanlığı döneminde Japonya ile ilişkileri geliştirmenin en önemli temel noktasını oluşturuyordu.

Dünyanın en yoğun deniz ticaretine konu olan limanına sahip, üçüncü en büyük petrol rafinerisi işletmeleri olan, imâlat ve hizmet sektörünün önde gelen ülkeleri arasında yer alan Singapur yakın ve orta vadede sadece kendi varlığını değil, bölge ülkeleri yani ASEAN’ın ekonomik sürdürülebilirliğinde Japonya’yı daha çok yanında görmek istiyor. 

http://guneydoguasyacalismalari.blogspot.co.id/2016/10/singapur-japonya-iliskilerinde-50-yl.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder